26 Temmuz 2011 Salı

Beni hatırladınız mı?
Ben yarimbirocker diye blog hesabı alıp, kendi halinde yarım bıraktığı şeylerden bahseden bir blogcuydum. Her nasılsa, yarım bırakıntılarımı da yazmayı yarım bırakıp, serbest atış sürecime girdim. Aralarda durgun dönemler, saçmaladığım dönemler, depresif yazılar yazdığım dönemler gibi pek çok dönem yaşadık birlikte. Bazense, rakı mezelerinden, Bergman filmlerinden, gittiğim konserlerden bahsettim size.
Döndüm dolaştım, başa döndüm.
Yarım bıraktığımı farkettim yine bir çok şeyi. Ve yine yarım bırakma kararı aldım bir şeyi. Buna değecek inşallah. Hem kimseler sormasın istiyorum, hem de buradan ilan edercesine yazıyorum. Ama bilin ki, bu sefer bir tek kendim için yapmıyorum. Yok aslında, yine kendim için...
Yarım bırakma huyu olanlar ya da maymun iştahlılar bilirler ki bir işten hevesinin kaçması için, yarım bırakman için ufacık bir mazeret bile yeterlidir.

Herkes kendine iyi baksın. Ciddiyim, hava sıcaklıkları ve kısmi bir gündem takibi insan fizyoloji ve psikolojisine onulamaz zararlar bırakabiliyor.

Chuck Berry'den My ding a ling dinleyin dostlar. Çok alakasızdır konumla ama olsun.

3 yorum:

StummScream dedi ki...

Eğer profesyonel olarak çalışırsan. Yarım bırakamayacağını öğrenebilirsin.

duyguözbağcı dedi ki...

profesyonel olarak "çalışmaya" başladıktan sonra zorunluluğa bürünmeye başlar zaten o şey. benim kastettiğimse sadece istediğin ve arzuladığın bir şeyi nispeten baskılardan bağımsız bir şekilde sürdürebilmek.

şu an senin ne demeye çalıştığını anlıyorum. yarım bırakamamak nasıl bir baskıysa insanın üzerinde, sürekli yarım bırakmak da insanın kendi kendine yaptığı saçmalıklardan biri.

StummScream dedi ki...

iradeyle ilgili birşey.
İstersen bırakmazsın, istersen bırakırsın.

Senin elinde olan birşey.