16 Ağustos 2013 Cuma

Zaruretli Şukufe

Bugün eve bir kaç kişi gelecek sohbet, muhabbet. Asıl sebep tabi benim gidecek olmam. Tabi bu seni ilgilendirmiyor olmalı, ben zaten senden çoktan gitmiştim değil mi?
Ama blog zaten ben senden gitmiyorum hatta belki sana daha yakınlaşıcam. Niye mi? Erasmus sebebiyle bir dönemliğine Hollanda'ya gidiyorum tek başıma, tanıdığım biri olmadan. E bu da sakin sessiz ve yalnız olmak demek. Daha çok yazmak, blogla da uğraşmak demek. İşte sen busun blog, daha fazlası değil. (emotional honesty)

Ne zaman ki söylenecek sözlerimi değersiz, durulacak tavrımı çekinilecek buldum işte yazmamaya, yayınlamamaya başladım. Halbu ki "blogger kendimi" seviyordum, bir avuç takipçiye rağmen. Ulan direniş oldu, her gün bir yazı yayınlıycam dedim... O da yalan oldu. Harbiden her şeyi yarım bırakıyorum.

Ama artık yarım bırakılmak istiyorum. Beklentiler denizinde en olmayasıca şeyi bekliyorum. Her şeyden iyisi sana tekrar yazıyorum. Bu güzel bir his.
Gitmeden önce tekrar bir yazı yazıcam, sırf seni sevdiğimden. Bılog.
Canım bılog, yaşlandım be! 

3 Şubat 2013 Pazar

Misinterpretation

  
  Sır paylaşmak iki insanı bir birine bağlayan ve yakınlaştıran en önemli şeylerden biri belki. Yani bundan kastım dertleşmek, sırdaş olmak değil. Biriyle bir şekilde sır olarak kalan bir bilgi veya olayın varsa, konuşulmasa da bir commitment oluşuyor. Bu insanın doğası paylaşılan şey, o kişiyi farklı görmene ve yorumlamana sebep oluyor. Esasında tüm sevgiler ve ilişkiler bu nedenle bir illüzyon. Sen ona bir filtreden bakıyorsun ve o o şekle giriyor. Abim derdi bir zamanlar, her gün çıkıp yem atmadıktan sonra her kuş aynı diye bir laf. Mantıklı. Ama bu muhteşem illüzyondan kaçma imkanı yok. O gerçek olmadığını bildiğimiz ama yine de inandığımız düşünceler ve hisler tatlı ve bağımlılık yapıcı. Güzel. 

Kıssadan hisse: Eğer biriyle yakınlaşmak istiyorsan gizli bir mevzuya tanık olunacak bir ortam falan yaratın, gidin bir cinayete tanık olun, ne bileyim marketten çikolata çalın. Ama ne olur yapın birşeyler. Biraz heyecan , biraz neşe yahu. Edep yahu! Yaşımızdan utanalım.