31 Ağustos 2009 Pazartesi

Gerçeklerdendebahset


Gerçekten insanları anlamak anlaşmak veya sadece olaysız yaşamak bu kadar mı zor?... Birbirimizi madem anlamıyoruz neden kasıyoruz ki beraber yaşayalım, birbirimize muhtacız ayaklarında.. Doğada kalsam heralde çıplak kalmayacak kadar giyinir, ölmeyecek kadar karnımı doyurur, günümü geçirecek kadarda uğraşı bulurum kendime... Çoluk çocuk mevzuuna gelincede, ona eyvallah onda lazım bi 2. şahıs. Onu da halleder, öyle büyütür çocuğu salarım ormana... Ne rahat lan


bu ne anasını sateyim. Toplumsal bir varlığız ayağına cümbür cemaat yaşıyoruz da... Nerde çokluk orda bokluk ....bunu unutuyoruz..


Hep güzel yazı yazma hevesiyle işe başlayıp, mal gibi yazıp noktalıyorum.. Kendimlede çelişiyorum... Siktir git doğaya diyeniniz olacaktır ama... Of be işte demesi kolay...


29 Ağustos 2009 Cumartesi

o

İzin ver Selim biraz,Hegel,Fichte diyelim,
Felsefeyle ilişkin bir de ekmek yiyelim.
"Böyle buyurdu Kargı,thus spake King Solomon
Yerindedir bu yargı,evet haklı Platon,
Felsefeyi seviniz,fakat koparmayınız.
Demekle özetliyor:bu dünyada yalnızız.
Özür dilerim senden bu sütunda açıkça,
Çocukluk günlerine kapılmışım çocukça.

Kelimenin anlamı:sevmek demek Yunanca.
Filo. Sofya'yı sevmek oluyor Filosofya.
Hatırlarsın pasajda Lefter'in meyhanesi,
Servis yapar, şarkı söyler; biraz kısıktı sesi.
"O Sofya mu, Sofya mu. Sensiz içmek olur mu?
"Kır saçlı laternacı biraz mahzun dururdu.
'İn vino veritas.'Ders sofistlerden Duzikos,
Tarih felsefesinde,'Armoniko Muzikos...'


(tutunamayanların bir kısmısı tam sayfayı hatırlayamadım,meali: alıntı yani)

26 Ağustos 2009 Çarşamba

MiM

1. Neden blog yazarsınız?
Zaten kendi çapımda yazardım, ufaklıktan beri.. E birde kolaylığı var tabi... Paylaşım, içdöküm falan..filan
2. Son zamanlarda vakit ayıramadığınız bir uğraş?
HERŞEY.. uzanıp boş boş hayallere dalmak, gezmek, sinemaya gitmek, arkadaşlarla takılmak, ve en önemlisi sanırım kitap okumak ..:( Malumunuz sınav yılım.
3. Şu anda imkanınız olsa gerçekleştireceğiniz hayaliniz?
Tutunmadan yaşamak...:( (i have to do these things)
4. Hayatınızda iyi ki yapmışım dediğiniz 3 şey?
Tüm hatalarım.. tüm hatalarım ve tüm hatalarım..Aynam onlar benim.

5. Mutfakta en sevdiğiniz uğraş nedir?
Elbetteki salata yapmak, malzemeleri doğramak falan..
6. En sevdiğiniz üç yemek?
Hepsini sevıyorum aslında hangisi en çok mmm...

karnıyarık

sarma

mantı
7. Giyim konusunda abarttığınız eşya?
hiçbir şeyi abartmam, ama hiçbirşeyi abartmamayı abartırım...ne bileyim abartmam pek.. hep aynı aksesuarları kullanırım, o kadar..
8. Çocuklarınıza nasıl hitap edersiniz?

babilinasmabahçelerindenbiledahagüzelbahçelerdengelenüzümlerim benim. diye seslenmem mesela.. İsimleri yeter...
9. Sizi anlatan bir resim?

ne alaka be coni.

brad fetişizmi yapmak maksadıyla koymadım.. yanlış anlaşılmamak dileğüyle.. derin duygular besliyorum bana karşı...

--tabi benimde bu mim dalgasını kitlelere aktarmam gerekiyor. ama ben aktarmamayı tercih ediyorum... sebebide üşeniyorum... listemdede buna üşenmeyecek ve bu mimi almamış kimsede kalmadı tabi... Ama beni mimleyen bnymn e teşekkürü borç bilerek ona sevgilerimi gönderiyorum... sağol güzel insan...

23 Ağustos 2009 Pazar

Korkacak 1 şey yok...

mutsuzolmayabilevaktinyoksabirilerinidoyasıyagörmekdeğil
özlemeyibilebeceremiyorsan,
yeniinsanlar tanımakisteyiphepsinielinintersiyleitiyorsan..
Neduruyorsunhelvayapsana.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

SaçmalamalamalamalamalamçaS

özlemek garip bir olay, yeri gelir müzik dinlemeyi, yeri gelir mantıyı, yeri gelir çocukluğunu, yeri gelir bisiklete binmeyi özlersin.. Ama bir insan küçükken hasta olduğu günleri özler mi? özler...

Çünkü biliyoruz ki bu insan denilen varlığın beyninde bir sürü nöronlar, psişik bağlar falan var. yani orda Psikosomatik mevzular dönebiliyor. Bilinç var bilinçaltı var Freud var mesela. Deli adam. İşte heh konuya geldim. Bi insan neden hasta olmayı özler. E çünkü herkes senle ilgilenir, istediğin yemek pişer, şuruplar ve haplar dışında hayatının en gözde günündesindir. Her ne kadar kafanı yataktan kaldıramasanda, insan p.çinin en umrunda olan şey ilgi görmek, ilgi odağı olmak olunca...

İşte böyle birşey....


Kısacası özledim..özendim de.. Ajda Pekkan'a mesela o ne ya.. bacaklar falan

16 Ağustos 2009 Pazar

onesones

Mecbur olduğum şeyler var hayatımda her insanınkinde olduğu gibi.... Mesala bir takım sınavlara girmek, odamı toplamak zart ül zurt. uzatmak, saçmalamak ve asıl söylemek istediğimi unutmak yada etkisini azaltmak istemiyore...

Malum, daha annesinin karnında olan LYS-YGS bebeklere merhaba demek zorundayız. Ben ve akranlarım... Dersane de yarın başlıyor. Şu an çok çalışıp, uslu bir çocuk olacağımı düşünerek bu yazıyı yazıyorum... Yani bilgisayar başına geçmeyeceğimi düşünerek.. Tabi arada geçerim ama toplum psikolojisi işte, girmemeliyim girmemeliyim höööbööö... Ama tabikide kıvamında olecak şekilde girerim. görürüm sizleri


Ama geçti artık o tatilin, kıçında pireler estirten ambiyansı... Vakit dersane vaktidir.. Vakit çalışma vaktidir.... ( Elimizden geldiğince)

küçükleri gözlerinden, büyükleri ellerinden öper, bu vıcık vıcık üslup fukarası yazıyı yazdığım içinde kendimi affetmemeye andiçerim...

13 Ağustos 2009 Perşembe

Fabrikasyon

herşeyle ilgili yarım yamalak bilgisi olan. hiç bir şeyi tam anlamıyla bilmeyen, anlatamayan ve anlamayan bir insanım.. Her konuda diyecek bir laf bulabilirim. Ama çoğuda saçma sapan boş laflar elbetteki... Söyleyecek söz bulamamaktansa, saçmalamayı ve her yolu denemeyi göze alırım. hiç olmadı, hadi ya haklısın... derim...hmm derim.. yaa derim... hadi öptüm bye. derim...

nasılsın deseler...ii. derim.. tam bir klişeyim..
ve diğer klişelerden nefret ederim..

İlerde akıbetim ne olacak bilemiyorum.. Diğerleri nasıl olmuşsa, bende onlar gibi olacağım... Farkımı farketmeniz oldukça zor olduğu için, farketmez.. Kime baksanız, ben mişim gibi takılabilir.. Ona halimi hatrımı sorabilirsiniz... Nasıl olsa hep "iyi" olacağım..Naber diyene hep iyi diyeceğim... dimi?

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Dandanakan...


Geçen gün otobüse bindim... 2 defa ölüm tehlikesi atlattım... Şöför çok haşindi... İndim... Bi çocuk daha indi aynı durakta... 20li yaşlarda.... hemen otobüsün arka tarafına doğru yürüdük... plakaya baktık... telefonlarımıza kaydettik... her bilinçli türk evladı yapardı.... ama biliyorum... oda hiçbiyeri aramadı... bende.... 34 su 492....

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Bro


Hayatta bazen asla unutamayacağın günler vardır. Tek bir fotoğraf karesi gibi hatırlasanda, boşlukları kendın doldurmayı bilir o güne geri dönersin ya.... Bugün işte o günlerimden biri...

:(

Bu durumda tabi adam akıllı düşünüp yazıda yazamıyorum ,,mazeretimde var... Her ne kadar bi tarafınızda olmesada..

9 Ağustos 2009 Pazar

Mdr

Hayatta kimse için mutluluk yok ki. acı çekmeye gelmişiz sanki, bir günüm iyi geçse diğer 3 gün ah-vah la, biçimsiz bir suratla geçmekte . Şiş gözlerim ve kırmızı burnuma bakılırsa bu hayat işkenceden başka bir şey ifade etmiyor benim için. Dünyadaki en büyük dertlerin başımda olmadığını, hayatımında en kötü hayat olmadığını biliyorum. ama her daim ruhumu kıstıracak bir derdim olacağını, bir gün mutluysam bedelini diğer günler ödeyeceğimi ve ancak ölünce huzurla bir nefes alabileceğimi biliyorum...

Mutlu yüzlerle görmeye alıştığım insanlara da artık sadece acıyorum. O maskeleri takmak epeyce zor olmalı. Size söylüyorum:
Farkında değil misiniz; dünyanın boktanlığının ve dönen oyunların?

7 Ağustos 2009 Cuma

Bir ben var benden içeri


When i was a little child? Old Mc.Donalds has a farm iyaiyya oooo..


Neyse işte ben küçükken... Uyursam olan biten olayları göremeyeceğimi, onlara tanıklık edemeyeceğimi düşünerek(küçükken tam da böyle afilli bi eylemi düşündüğümü sanmam) çok geç yatardım.. Evde hele misafir falan varsa, hepsini yatırır..kaçıracak olay olmaması için en geç yatardım..



Ne salak mışım? Ne olabilir ki? Neyi kaçırıcam? Sanki macera dolu, survivor esanslı bi hayat anasını sateyim...


Şimdide hayatı tamamen kaçırmak ve ıskalamak konusunda ihtisas yapmak istiyorum. Hala salağım... Daha tedavisi bulunmadı.


Sanatsal içerik: Judo(dövüş sanatı hesabı)

Dolmak yada dolmamak işte tüm mesele bu

6 Ağustos 2009 Perşembe

Sonsuz Saçmalık

…nunu verdi kendisini oradan aramamı istiyor… seks hayatım hakkındada sorular sordu. Doğrusunu söylemek gerekirse, bende ona istediği cevapları vermedim. Gerçekten istemediğim için mi yoksa kendıme dahi itiraf edemedığım için mi bilmem.. bana telefonunu verdi, kendisini oradan aramamı istiyor.
“Alo” …dkfj…..”Gerçekten çok tuhaf çünkü bende dün gece senı gördum.” Evet gerçekten görmüştüm, bu sefer dürüsttüm.Gür kıvırcık saçları, çıkık elmacık kemikleri ve sanki gözerının yorgunlunu kapatmaya çalışan göz kapakları belirli bir amaç için oradaydı. Belkide kış geliyordu ve tüm anlatmak istedikleri buydu…Biz baharı yaşarken..
Başta her oyun eğlenceli gelir:evet, hepsinin sonucunun aynı olduğunu görmek her ne kadar sinir bozucu olsada…
"Bir gün yaşadıysanız,her şeyi görmüş sayılırsınız... Bir gün bütün günlerin aynısıdır.Başka bir gündüz,başka bir gece yok ki.Atalarınızın gördüğü,torunlarınızın göreceği hep aynı güneş,aynı ay,bu yıldızlar,bu düzendir....
Hayat kendiliğinden ne iyi,ne kötüdür.Ona iyiliği,kötülüğü ekleyen sizsiniz...."

*******
Kaç asır yaşarsanız yaşayın,Ölüm yine de sonsuz olacaktır.
Bende bu cümleleri sonsuzluğun içinden sizlere söylüyorum...


(Lucterius ve Montaigne'den alıntılar yaptık. Biz yani Ceren ve Duygu... Naçizane, yorgun gözler ve uyuşuk ellerimizden dökülen bir kaç satır..)

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Valla ne Desem


Bunları yazarken gülmüyorum

Aslında ben bir palyaçoyum

Suratımın altında

Onlarca his, onlarca duygu

Biliyorum

ikisi eş anlamlı

ama ne yapabilirim

amacım uzatmak....

amacım acı çektirmek size

çünkü biliyorum

ne kadar kısa

o kadar az acı...

biliyorum

inada bindirdiniz okuyacağım diye

ve ben uzatıyorum

demin bırakıp gitseydiniz

ne kadar iyi ederdiniz

...



sanatsal içerik: Judas Priest... (fazla bastırdım geoit oldu adamlar..) Yeaahh- Judas is Risiiiiingg....

4 Ağustos 2009 Salı

Sizi


Karşılaştığın en büyük sorun, heyecan,tehlike neyse onu bi o kadar büyük ama aynı zamandada başa gelebilitesi olan normal-küçük bi olay gibi görmeye başlarsın... Kendine acıdığın zamanlarda onu gözünde büyütür ve "vay be neler yaşamışım" dersin... ama bazı zamanlardada benimde başıma geldi, onun acısını bende çektim vs. gibilerinden onu daha atlatılası bi dert olarak görürsün... Çünkü sen onu yaşamışsın dimi? Herkes onları yaşadığında sen gibi üstünden geçip gitmek, hayata tekrar devam etmek ve o şeyleri küçük dertler olarak görmek zorunda....?

*
Ne yazık ki böyle değil... Milyonlarca insan varsa milyonlarca da tepki var... Bunları genellemek hatta kategorize etmek bile saçma.... Ayrıca herkesin derdide kendine göre büyük oluyor kimi zaman, bunları anlamanızı temenni ediyorum... Sizi küçük kertenkeleler.....
*

Ha ama şunu unutmadan söyleyeyim ne kadar size kızsamda; bibok yaşamadığı, görmediği halde kendini dünyanın tecavüzüne uğramış gibi hisseden, yada insanlara öyle hissettirmeye çalışan conilere bende kıl olmayı kendime borç bilirim... gidin abicim gidin, dükkanın önünü kapatmayın...
*
(sanatsal içerik: Jack Nicholson- The Shining Wallpaper)

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Ne dedin sen?


Zamanla yarışmak imkansız... Zaman bizi de yutuyor... Tutamıyorum Zaman'ı...


gibi zamandan 3 yaşında afacan çocukmuş gibi bahsedilmesine dayanamıyorum.... Zaman soyut abilerim ablalarım.... Doğduk, yaşıyoruz, ölücez ardarda olan bu eylemleri ve aralarda yaşanan bir sürü eylemcikleri ardarda sıralamamıza olanak sağlayan şey'dir ZAMAN.... (ilerde daha iyi bir tanım bulursam paylaşırım sizlerle, bu pek olmadı gibi) ve ona dair tanım ve benzetme yapmak, kendince zamanla savaşmak çok salakça....
*
(Sanatsal içerik: Salvador Dali'ye hürmetler...)
*
(Ben bunu yazarken bunlar olmuş: Zamana direnen yegane kişilik Babam evlilik yıldönümü maksadıyla eve elinde 2 adet Freşa Limonlu ve bir paket cips le girmiş bulunmakta... Anneme sükut, selamet ve babama da akıl+fikir rica ediyorum...)

2 Ağustos 2009 Pazar

Ö.h.ö

*Evcil hayvan beslemek istiyorum diyen çocuğuna... Kinayeli bir biçimde ; " Evde yeterince hayvan var..." diye cevap veren klişe espri hastası ebeveyn... Nesin sen şaka mı?

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Buda mı gelecekti? söyle gelmesin


Birgün evde kendi kendime otururken, can sıkıntısı işte .. Dedim ki "bari evdeki kıyafetleri bi deniyim, daralan, modası geçen varsa atarım hem zart ül zurt.." her neyse açtım dolabı, saçma sapan bir çok kıyafet varmış ta haberim yokmuş.. Bi tane eski bi gece elbisesi gözüme çarptı, denedim, güzel bi rengi vardı falan öyle, kim bilir ne zaman almışım... İşte aynada nasıl duruyor diye bakacaktım, kafamı bi kaldırdım.... Aynadaki çıplak görüntümle karşılaştım... ama nasıl olur... Giydim ben elbiseyi, hatta görebiliyorum da. Ama nedense aynaya baktığımda elbisemi göremiyordum...

O elbisemi çıkarıp, başka elbiseler giydim... Hepsinde sonuç aynıydı... Strese kapıldım... "Evahalisi birazdan işten gelir, ya onlarda beni çıplak görürse..."

Heyecanla tüm kıyafetleri üstüste giymeye başladım..... Aynaya yine baktım.. Yine aynı... Şu an kendimi odaya kilitledim.... Duvarlara güveniyorum.... Bu 4 duvar saklayabilir belki beni....Eğer bu işe yararsa bundan sonraki hayatımda portatif duvarlarla yaşayacağım....