19 Eylül 2010 Pazar

ilk paragrafla diğer kısmın sıkı bir bağlantıları yok ona göre okuyun

Nostalji tamamen kişisel doyumsuzluklarımızın ve ölüm korkumuzun dışavurumu. Soruyorum; kaç defa şu an çok güzel bir an, hiç bitmese.. diye düşündünüz. Peki kaç defa, ah ne de güzelmiş o günler, keşke dönebilsem.. diye düşündünüz.
2. sorumun cevabı eminim ki çok çok daha fazladır.
----
Önemli olan "carpe diem" diye zırvalayıp dururuz lakin anı falan yaşamayız biz. Geçmişi özlemekte ya da gelecek hayalleri kurmaktayız. Aklımızda hep geçmişe ya da geleceğe dair fotoğraflar vardır. Şu an yaptığım/duyduğum/düşündüğüm herhangi birşey hemen bana o fotoğrafları hatırlatır.

Annenden yediğin ilk tokadın fotoğrafı, ilkokula başladığın günün fotoğrafı, kardeşinle küçük boy cipse yumulmuşken çekilen bir fotoğraf, lisede öğretmenlerle dalga geçerken yavşak bir poz verdiğin fotoğraf, kalabalık bir sofranın fotoğrafı, eski ramazanlara binaen soğuk havada pide kuyruğundayken çekilmiş bir fotoğraf.
Bunlar gözünün önüne geldikçe herşeye rağmen geçmiş daha güzeldi, daha saftı, herşey bambaşkaydı, nerede eski bilmemneler diye düşünürsün. Eminsindir şu an geçmişten çok daha boktandır.. Hem daha dur gelecek var.. Süpersonik bir gelecek kuşkusuz.. Geleceğe dair fotoğraflara dalarsın sonra;

Kendini televizyon ekranında gördüğün bir fotoğraf, istediğin işle uğraşırkenki huzurlu fotoğrafın, evleneceğin insanla çok ilginç ve sıradışılığınızı temsilen çekilmiş bir fotoğrafın, hayallerini kurduğun evin kapısında anahtarı deliğe sokmuşken çekilen bir fotoğrafın....
Kısacası photoshoplanmaya mahkum olan bir yığın fotoğraf vardır aklında. İlerde hep o resimlere ulaşacağını düşünürsün. Eminsin çünkü gelecek bu fotoğraf albümü gibi olacak, bugün kesinlikle daha önemsiz ve kötü bir gün.
Bugünle fazla muhattap olmaya gerek görmezsin.
Amannn bugün de böyle geçsin, nası olsa gelecek var. Jude Law gibi kocam olucak mesela bugün sap gezmişim ne önemi var!

16 yorum:

Burak Özkan dedi ki...

Şu carpe diem zırvalığının üstünde durmuşsun; ne hoş. "Ah ben de aynen böyle düşünüyorum, ortak yönlerimiz falan filan" :)

İşin aslı, anı yaşamak bana kalırsa sözün kendi anlamından farklı bir boyuta geldi, günümüzde. İnsanlar bu kavramı değerlendirmeden ve hayat felsefeleri haline getirmeden önce Ölü Ozanlar Derneğini bir kez daha izlemeli diye düşünüyorum. :)

Ayrıca geçmişin saflığının özlemi ile onu düşlerken zihin, hiç de o zamanın gerçeklerine uygun bir şekilde çalışmıyor sanırım.

duyguözbağcı dedi ki...

O zamanın gerçekleriyle çalışsa belki bugüne bi kıymet biçebilirdik.

Bu arada şimdi hatırladım bir yorumunda carpe diem zırvalığıyla ilgili düşüncelerini söylemiştin.
=)

Burak Özkan dedi ki...

Doğrudur. Sağda solda düşüncelerimin reklamını yapmadan edemiyorum. O sırada fırlamıştır. :)

duyguözbağcı dedi ki...

Reklam yapma konusunda da bir şeyler yazıcam bi ara. Yaşıyorsak reklam yapıyoruzdur. Bir malın en iyi reklamını kendisi yapar zaten =)

Burak Özkan dedi ki...

Aynen. İmaj da öyle ya zaten.

Bu yüzden şunu demeyi severim: "İmaja doğduk, imaja öleceğiz." Çünkü birbirimizle ancak simgeler yoluyla anlaşabiliyoruz; her şey kendi içinde bir mesaj ve bir simge taşıyor. E bu simgeler de, zamanla imaja dönüşüyor, değil mi?

Bekliyorum yazını. Umarım yazmayı beklediğinden daha tatmin edici bir yazı yazarsın. :)

StummScream dedi ki...

carpe diem bir saçmalık
her zamanın bir değeri vardır
çıkmazdaysan yapabileceğin hiçbirşey yoktur
zamanın değerini bilsen de çıkmazdasındır
ilk önce çıkmazdan kurtulman lazım
bunun için tırmanman lazım
kayarsan tek yol birinin el uzatmasını beklemelisindir
değer verdiğin zaman geçer
ne zaman geliceği belli değildir olayların
Lanet olsun!

duyguözbağcı dedi ki...

haha, umarım =)
evet katılıyorum söylediklerine.

Basitçe facebook'u ele alalım. Tam da insanlığa yakışır bi site. İstediğimiz imajı yaratabiliyoruz. Bazı müzik gruplarını beğenerek, videolar paylaşarak, kendimizi anlatan cümleler yazarak hep kendimize dair mesajlar veriyoruz.

Hepsinin bütününde profili açıp baktığımızdaysa, gerçek hayatta yapmaya çalıştığımız imajımızla karşılaşıyoruz. Fotoğraflar, arkadaş listesi, yaşadığımız yer, hoşlandığımız filmler, ilişki durumu, paylaşılanlar ... hepsi imajımız için gerekli olan simgeler.

duyguözbağcı dedi ki...

stumm, ya hep çıkmazda olacaksan. Yani ya hep şu an olduğun gibi olacaksan. ilerde geri dönüp, Lanet olsun sırf derdim yüzünden elimde olanları görmemişim demeyecek misin?
Diyceksin.

Ben ne desem de, sana tatmin edici gelmeyecek ama kimse elini uzatıp çıkarmayacak seni. Sen kendin tırmanıp çıkıcaksın ve sonra gelicekler. Kendi kendimizden bile büyük beklentiler içine girmemek gerekirken başkalarının elini bekleyemezsin.

Burak Özkan dedi ki...

İlkokul-ortaokul çağında başlayan bir süreç. :D En sevdiğimiz renkler, onlar-bunlar.

Her şeyin ölçüsünü bilmek lazım, efenim.

Ve evet StummScream, öyle valla. İnsanın hayalini kurduğu zaman dilimi zaten asla içinde bulunduğu zaman dilimiyle örtüşmez. Bilir çünkü, o zaman dilimi dilediği şeyler için elverişli değildir.

Budist mi olsak, nedir? Onlarda zaman kavramı yoktu bildiğim kadarıyla; her şey birdi. Ama onların yaşamı da pek bir uslu canım. :)

StummScream dedi ki...

Elinde olanların değerini biliyorsun fakat yeterince tadını çıkaramıyorsun.

Ben bu zamana kadar hep kendim çalıştım ama gücüm kalmadı artık eskisi gibi. Olmuyor halen hiçbirşey bkz: bu haftasonu

StummScream dedi ki...

Bence ipsiz "bungee jumping" yapalım. Böylece hem aksiyon yaşamış, hem de öbür tarafa intikal edip huzurlu bir hayata merhaba demiş oluruz. =D

duyguözbağcı dedi ki...

ya da 6 kurşunlu rus ruleti. :D

Burak Özkan dedi ki...

Rus ruleti için bknz: Arizona Dream.

orlando dedi ki...

Ne zaman böyle bi yazı görsem altında en az 25 yorum oluyo arkadaş, tabi ben de carpe diemin bulşit olduğunu söylicem, dediğin gibi insanlar farkında olmasa da anı keyif almak için değil, keyifli bir an geçirdiklerini hatırladıklarında keyif almak için yaşıyolar.

Tek yazıyla hayatın geçmişten ibaret olduğunu anlatabilmişsin. şuku...

e.ay dedi ki...

click ctrl and f at the same time and write yavşak. find it! :D:D

duyguözbağcı dedi ki...

sağol orlando =)

e.ay: :D:D