30 Temmuz 2009 Perşembe

Mesela...

Çok pisim.Duş alıcam. "Aşkım ben duşa giriyorum." "Peki, Yarim kapıyı kilitleme bir şey olur falan".(Çocukken şofbenden zehirlenmiş de travmatik mevzular yani.) Oldu dedim içimden. Bornozumu ve çıkardığım kıyafetlerimi astım kapının arkasına. Girdim küvete, suyu açtım. Bekledim biraz sıcak su gelmedi, dizlerimin üstüne çöktüm, bekliyorum. O sırada küvetin deliğine gözüm takıldı. Annem delikten bana bakıyor ve gülüyordu. Tahammül edemedim, parmağımla kapattım deliği onu görmemek için.. Hatta ittim biraz yokolup gitsin diye... Sanırım fazla ittim. Parmağım sıkıştı. Hızla çekmeyi denedim ve "oh kurtuldum" parmağım koptu. Sevinmeme kalmadı ayağımın kaymasıyla küvetten düştüm.. Sol temporal lobumu klozete çarptım... Ölmüşüm...
Banyodan çıkınca sevgilime dedim:" Aşkım, öldüm, gelmedin..." Beni dinlemedi bile. "Dişçiye randevumuz var hadi hazırlan." dedi. Çıktık.. Uyandığımda dişçi koltuğundaydım. Dişlerimin hepsi, yardıma muhtaç farelere nakledilmek üzere çekilmişti. Buna sevindim. 28 diş varmış ağzımda, 14 fareye yontulup, ufaltılmak suretiyle yeterde artarmış...

Şimdi o farelerle birlikte bir eve çıktım. Sevgilim terketti. Dişsiz halime dayanamadı tabi....

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Biraz korku, biraz sevgi, biraz tahammül edememe.. Karışık ve garip bir yazı ama düşününce bazı gizli şeyler anlaşılabiliyor :)
Güzel bir yazı Yarim :D

duyguözbağcı dedi ki...

danke schön.. :)