26 Ağustos 2010 Perşembe

Ben ve diğerleriniz


Artık taraf olmanın da modası geçmiş gibi duruyor. Yani bir düşüncenin koyu taraftarı olmanın demek istiyorum. Herkes daha rafine, daha karma, bi ondan bi bundan düşüncelere sahip artık. Zaman, farklı düşüncelerin farklı taraflarını benimseme zamanına döndü.
Bana göre doğru olan da budur zaten. Hiç bir fikir, ideoloji, akım, sanat anlayışı yoktur ki tüm ayrıntılarıyla mantıklı ve akla yatkın olsun. Ya da herhangi birinin düşüncelerine yüzdeyüz uyum seviyesinde olsun.
Ama sırf ben bağnaz değilim, at gözlükleriyle bakmıyorum diyebilmek için içlerine sinmeyen şeyleri dillendiren. Ya da aslında daha radikal fikirleri varken, bazı şeylerden çekindiği için önce sözlerini sonra da fikirlerini yumuşatan insanlar var.

Yumuşatmayanlaraysa, yani her soruya yuvarlak cevaplar verip, herkese göz kırpmayanlaraysa aşağılık gözüyle bakıyoruz.

Hayat, insanlar ve düzen aslında hiç bir şeyin bayrak taşıyıcılığını yapmaya değmeyecek kadar nankör. İsterseniz bana apolitik genç damgasını da vurabilirsiniz. Ama elbette içimde tuttuğum taraflar var. Ya da taraf demiyim de kötünün iyisi olanlar var bana göre.
Ama dediğim gibi kötünün iyisi. Hiç kimse de mükemmel düzenin şifresi yok. Kötünün iyisi zırvalamalarım da bi hayli saçma kabul ediyorum.
Yazdıkça fikir değiştiriyorum.

Çünkü tüm insanlar kötü.
Çünkü tüm insanlar iyi.

Hiç yorum yok: