Bir şeye başlarken parmağıma falan ip mi bağlasam , ne yapsam onu yarıda bırakmamak için. Ya da ondan bıkmamam için.
Maymun iştah falan iğrenç şeyler bunlar. Ve bu huyunun nesnesi arttıkça her yeni başlangıça karşı da önyargın oluyor, zincirleme şekilde hepsi yarıda kalıyor falan.
Not: Dertsizlikten kendine bunu dert edinmiş mal deme bi dinle önce. Empati yap ya da empati kur mu derler?
5 yorum:
Böyle bir olgu var, değil mi? İnsanın, dertleri küçümseyerek onlarla baş etmeye çalışması. Görmezden gelinen şeyin, bir süre sonra ortadan kalkacağının sanılması. Ama chuk palahniuk (yanlış yazmışımdır) güzel demiş, "bu devrin insanının problemi savaşlarla veya büyük buhranlarla değil, onun problemi kendisiyle."
Hatta iki davranış türü var;
bir kısmı dertlerini büyütüyor. (deniyor)
bir kısmı da onları ufak şeylermiş gibi görüyor. (deniyor)
ama esasında herkesin derdi o an hissettiği neyse odur. Subjektif olması onun gerçek olmadığını göstermez.
Benim de aklıma Yavuz Çetin'den;
herkesin derdi kendine
bu dönemde.
geldi.
Evet, 'büyütme de' bir problem. Ben bunu da, bir bakıma insanın kendini 'özelleştirme eğiliminde' olmasına bağlıyorum. Bu da, daha çok bu döneme özel bir durum. Yabancılaşma ve soyutlanma arttıkça, insan sahip olduğu 'yalnızlığı' kutsamaya kalkıyor gibi. Çünkü sabip olduğu başka bir şeyi yok. Ama şuna inanıyorum ki her zaman bir sonra ki süreç vardır. Muhtemelen bir sonra ki sürecin acısını çekiyoruz. Yani genel olarak. Çünkü kolektif bilinçaltı denen bir olay var.
Sayın yarımbirocker :D
hatırlarsın nezir demişti ya yavuz mu bu diye. o an yavuz kim lan demiştim. benim için çok geç zamanlardı. Ama şimdi bi' Jazz gitar ya da Blues müziği yapabileceğim bi gitar almayı düşünüyorum. Ve belki de bi talkbox :D
Kişi bence napolyonum ben der iken mutlu ise koy ver gitsin hacı ya :P
Bu arada Yavuzu özledim ya :(
hatırladım sanırım.=)
Gitar almana sevindim, inşallah benim gitar maceram gibi sonlanmaz...
Hayatında bir şeylere sebep olduysam da ne mutlu bana kerem .
HAngimiz özlemiyoruz ki...
Yorum Gönder